Freud güzel izah etmiş; Bir olgunluk seviyesi vardır. O seviyeye ulaşınca kimseyle uğraşın gelmiyor. Kendini yetiştirememiş, sinsi, ikiyüzlü insanlardan uzaklaşıyorsun. Seni hasta edecek insanlarla birlikte olmaktan vazgeçiyorsun. O seviyeye ulaşınca “kendine değer vermeyi öğreniyorsun”

Bu sözü okuyunca günümüzde neleri tolere edebildiğimiz ya da neleri tolere edemediğimizi düşünüyorum. Günümüzde toksik ilişki, toksik insan kavramı ne kadar yaygınlaştı. Etrafımdaki pek çok kişi; kendisini yoran, negatif etki bırakan, dil fukarası insanlardan kaçıyor, uzaklaşmaya çalışıyor ya da bunların yollarını arıyor. Tabi bunu yapmak zor. Bazen tolere edemediğimiz davranışlara sahip insanlarla aynı ortamda, aynı aile, iş, arkadaş ortamında kalmak zorunda kalabiliyoruz. Bazı insanlar bunu kelimeleri ile davranışları ile belli ederken bazıları ise stratejik bir şekilde belli etmeden yapacağını yaparak gösteriyor. Şeffaf olmak, birine güvenebilmek özellikle son dönemler de ne kadar zor hale geldi ya da böyle insanlar bulduğumuzda ise normallikten çıktığı için şaşırıyoruz.

Son dönemlerde biliyorsunuz “HESKODU” ile “COVİD” seceremiz dökülüyor. Ya da birkaç saç teli ile vücudumuzun hangi gıdalara hassasiyeti var, hangi gıdaları vücudumuz tolere veya intolere edebildiğimizi çok rahat anlayabiliyoruz. En azından vücudumuz eğer o gıdaya karşı hassasiyeti varsa bazı semptomlar göstererek bize alarm üretiyor. İntolerans testi sayesinde; gıda intoleransı, gıda olmayan ürün hassasiyet sonuçları, vitamin ve mineral denge ve metal hassasiyet sonuçlarımız anında raporlanıyor. Biz de bu rapora göre vücudumuzu tanıyarak, öğrenerek iyi gelen şeyleri kısa sürede öğrenebiliyoruz. Üstelik akut mu, orta düzey reaksiyon mu olduğunu öğrenip gelecek adımda neler yapmamız ya da yapmaMAmız gerektiğini tek raporla görebiliyoruz.